24 Mart 2013 Pazar

Malezya'da "Normal" Bir Yarış




   İlginç mi, garip mi yoksa tuhaf mı? Hangi kelimeyi seçmek daha doğru olur, emin değilim, yarış hakkında fikrim tam olarak ne, onu bile tam bilmiyorum aslında. Bu yarış için pek çok sıfat kullanabilirsiniz, ama "normal" demek mümkün değil.

   Antrenman turları ve sıralamalarda sürpriz gördük mü, ben hiç öyle bir şey hatırlamıyorum, sizin gözünüze çarpan bir şey de olduğunu sanmam. Peki ya yarış? Neler oldu, hala anlamaya ve üstesinden gelmeye çalışıyorum. O kırmızı ışıkların sönmesiyle F1 gündemi sarsıldı diyebiliriz, artık yeni bir dünyadayız, isterseniz kabul etmeyebilirsiniz, ama öyle.

   İlk garip olay Alonso'dan geldi, Vettel viraja çok içten girdi ve o viraja o kadar içten girerseniz hızlı dönmeniz pek mümkün değildir, Alonso bunu bilecek kadar iyi bir pilot, en azından ben öyle sanıyordum, bugün olanlara kadar. Alonso kendi hatasıyla en son ne zaman kazaya karıştı, hatırlayan var mı, benim için o kadar eski ki. Geçen yıl hiç hata yapmamış olan pilottan bahsediyoruz burada, hiç! Hatta ilginç de bir istatistik var geçen yıla ait, pilotların aldığı cezalar hakkında. En az cezayı alan pilot Alonso'ymuş, antrenman turlarında bile en az görülen pitte hız limitini aşma cezası bile yok, hiç ceza almayan bir pilot. Çok dikkatli olduğunu söylemek bile az kalır, ama önündeki aracın o virajda öyle yavaşlayacağını nasıl olurda göremez. Alonso, o sırada tam olarak neler düşünüyordun ki, belki de ilk viraja gelirken Vettel'e karşı nasıl meydan okuyacağını, onu nasıl geçeceğini ve hatta belki de geçen yıl berbat araçla bile şampiyonluk mücadelesi verirken bu araçla ne kadar kolay şampiyon olacağının hayallerine dalmıştı. Elinde şampanyasıyla 2 yarış kala podyumun üst basamağında sadece zaferini değil, şampiyonluğunu da kutlayacağını, takımın elinde 1st Alonso, World Champion yazılı t-shirt ve pankartlarla şampiyonluğu kutlamasını gözünün önüne getirirken birden bu rüya kısa sürmüş olmalı. Alonso, bilmiyorum şu an uygun bir zaman mı ama biraz uyanmalısın, çünkü az önce ön kanadını Vettel'in aracına vurarak kırdın, belki bu senin için bir şeyler ifade ediyor olabilir.



   Alonso, önceki yarışta Kimi'nin uyumasından ilham alarak kazanabileceğini düşünmüş olabilir, ama Kimi bütün gün uyuyan bir adam ve uykusunda bile ne yapması gerektiğini biliyor Fernando, sen bence uyanmalısın. Alonso da uyandı aslında, turu boyunca Webber'e geçit vermedi, bu kolay bir şeydi diyemem. Peki takım? Takım aslında güzel bir strateji düşünmüştü, bir kaç tur dayanıp, doğru zamanda pite girerek hatayı telafi etmenin yolunu bulmuşlardı ve kendileriyle gurur duyduklarına eminim, anında sorun çözüldü ve Fernando bu soruna rağmen yarışı kazandığında bu çok havalı duracaktı, değil mi? Değilmiş.

   Start düzlüğü sonunda arkadan gelen Webber'i durdurmasının imkanı var mıydı, sanmıyorum. Fakat hesaba katılmayan etki de tam buydu. Kanat düzlükte ve hızlı virajlarda yük ile başa çıkabilecek durumdaydı, peki ya kırılan tarafınızda birden bir araç belirir ve sizin hemen yanınızdan geçerse ne olur, onun türbülansından etkilenirsiniz ve kanadınız düzensiz bir hava akımıyla yalpalamaya başlar, üstelik de kırık bir kanadınız varsa, işte o zaman o kanat kırılır ve aracınızın altına girer, sanırım bu demek istediğimi en iyi Fernando biliyor, yanılıyor muyum?



   Kim mi hatalı? Alonso o teması yaşamamalıydı, takım durumu daha iyi değerlendirip başka bir müdahalede bulunsaydı, mesela 3-4 tur erken de olsa kuru zemin lastiklerine geçilebilirdi, elbette bu süre içinde çok zaman kaybı yaşayacaktı ancak tekrar pite girmek kadar çok zaman kaybetmezdi, üstelik de kanadı riske atmazlardı. Barrichello yağmur altında kaç tur kuru zemin lastiğiyle tur atarak yarış kazanmıştı? Fernando da aynısını yapabilirdi, bazen rakiplerinizden tur başına 3-4 sn yavaş olmayı tercih etmezseniz, yarışı bir çakıl havuzunda tamamlayabilirmişsiniz, bunu gördük.

   Bir de bu konuda Korhan Savran'ın yorumuna bakmak da fayda var; bu olayda 3 yerde hatalı olduğunu hem yayında hem de twitter üzerinde belirtti, hem Alonso'nun, hem takımın, hem de yarış yönetimin hatalı olduğunu kanısında. Neden yarış yönetimi, çünkü pist üzerinde tehlike arz eden bir araç varsa o aracın numarası ile bir uyarı yapılır ve siyah üzerine ortasında turuncu bir daire olan bayrak sallanır, bu ne demektir? Şu demektir; Bu aracın pite girmesi lazım ve tehlike arz eden sorunun giderilmesi lazım, bu şartlar altında yarışa devam etmemeli. Yarış kontrol sanırım takım ile aynı hatayı yaptı, Alonso'nun Webber'e direnebildiğini görüp, sorunun çok büyük olmadığını düşündü ve buna gerek duymadı fakat şu an görüyoruz ki, gerek varmış.

   Bu konuyu çok uzun tuttum, çünkü bunca olay içinde çok üzerinde durulmadı. Yarışa devam edelim; Rosberg Button'a karşı çok iyi bir mücadele gösterdi, benim için en güzel anlardı sanırım. Bu tür mücadeleleri seyretmeyi çok seviyorum, DRS ile yapılan GDO'lu geçişlerin aksine adrenalin diye adlandırılan hormonu salgılamamı sağlayabiliyorlar.

   Sonrasında Mercedes ile Hamilton'ın yükselişini gördük, RBR'leri tehdit edebilir mi diye düşünmedim değil ama Mercedes bir F1 klasiği haline gelen lastik kullanamama özelliği sayesinde bu yarıştan çabuk döndü ve meydan Webber ve Vettel'e kaldı, onlar da bir mücadeleye girişti, ama ne mücadele!

   Bu arada küçük olaylar olmadı değil, son ve büyük olaya gelmeden önce bu küçük noktalara değinmezsem olmaz. Mesela Hamilton nostalji kelimesinin sadece Muazzez Ersoy tarafından yapılmış ve tam sayısı kimse tarafından bilinmese de tahmini 200 albümden oluşan serisinden ibaret olmadığını anlamış olacak ki, küçük bir nostaljiden zarar gelmez dedi ve piti öncesi eski dostlarını ziyaret etmeden olmazdı. E tabi eski dostlarınızı yolda dahi görseniz en azından yanlarına gider bir selam verir, bir şeye ihtiyacı olup olmadığını sorarsınız, Hamilton da tam bir beyefendi olarak üzerine düşeni yaptı ve yanlışlıkla hazırda bekleyen McLaren pit ekibinin arasına daldı, pit çalışanlarının uyarısından sonra yoluna devam edip kendi pit alanına yol alırken, bizim de yüzümüzü güldürdü, bunlar elbette çok normal hatalar. Yarışa konsantre olmuş pilotlar için bazı şeyler otomatikleşir ve Hamilton'da da öyle olduğunu sanıyorum, o da otomatik olarak McLaren pit alanına girdi

   Başka bir olay ise Bianchi'nin muhteşem performansıydı, yine. Önceki yarışta çok iyi iş çıkarmıştı ve bir pilot ilk yarışında bu kadar iyiyse ya çok yeteneklidir, ya da şanslıdır. Sıralama turlarında arka gruptaki en yakın rakibine 0.9 sn fark atan Bianchi için çok fazla söylenecek söz yok sanırım, bugün yarışta da arkasındaki grupla 30 sn'den fazla fark açtı zaten, bu kolay bir şey değil ve bu çocuğu çok yakından izlemek gerekiyor.

   Bu arada bir de Force India gerçeği vardı. Gerçeğini sorarsanız pek de sevdiğimi söyleyemem, olumsuz bir bakış açım olmasa da sempati de duymuyorum. Yine de bu yıl beklentim olan takımlardan birisi, ilk yarışta iyi bir performans gösterdikten sonra, bu hafta da antrenman ve sıralamalarda iyi gözüken takımı gördükten sonra arkadaşlarımla yarış öncesi küçük bir muhabbet ederken bir sözüm oldu, bu yıl Force India'da olacak gözüm, çok şey bekliyorum dedim, takım da dediğimi duymuş olacak ki pek çok şey verdi. Force India çalışanları, eğer bunu da okuyorsanız şunu açıklığa kavuşturalım, ben bunu kastetmemiştim. Yeni bijon sisteminde sorun yaşayan takım pit stop yaparken, daha doğrusu yapamazken sorunlar yaşadı. Bijon defalarca sıkıştı, çıkarmaya çalıştılar, bijonu tekrar sıkmaya çalıştılar, sıkamadılar, tekrar bijonlarla oynadılar, tekrar ve tekrar ve tekrar. Geçen yarışta bu konuda sıkıntı çekmeyen takım, bu hafta da antrenman ve sıralama seansında böyle bir sorun çekmedi sanırım, en azından ekranlara yansıdığını görmedim. Ancak yarış sırasında ne olduysa, bu sorun baş gösterdi ve sadece bir defa da yaşanmadı. Sorunu umarım kısa sürede çözebilirler, onların gerçekten iyi bir aracı var ve bunu başarıya çevirmeliler, takım bunu hakediyor.

   Pitler demişken, Button'ın da lastiği değiştirilirken yine bir McLaren klasiği yaşadık, sağ ön lastiği takılamayan Button hareketlendi ama hatayı farketti ve sorun giderildi. Eskiden olsa bu çok bariz bir lolipop adam hatası diyebilirdim ama artık elektronik bir gösterge var, dolayısıyla da lolipop adam görevini artık ben üstlendiğime göre, bu sanırım benim hatamdı, tüm McLaren taraftarlarından özür dilerim. Tabi şaka bir kenara, bu elektronik göstergenin anlık yanması da Button'ın hemen hareketlenmesine sebep oldu ve büyük bir zaman kaybı yaşadı.

   Diğer bir konu ise Mercedes'in takım emri, Rosberg Hamilton'a göre hızlıydı ancak takım bir risk almak istemedi ve bu çok normal. Beni az çok tanıyanlar bilirler ki, ben takım emirlerinin bu sporun bir parçası olduğunu ve normal olduğunu kabullenmiş biriyim. Sporun doğasına aykırı diyebilirsiniz, etik mi diyebilirsiniz, pek çok şey söyleyebilirsiniz ama bunu kabullenmek zorundasınızdır. Takım emirlerini görünce yaygara koparmak ancak gerçekleri kabullenmemektir, Polyannacılıktır. Ben ise olabildiğince gerçekçi yaklaşmanın daha sağlıklı sonuçlar vereceğini düşünürüm, neyse beni geçelim şimdi, konumuz Mercedes. Mercedes takımı bu yüzden bazı tepkiler almış olabilir ancak çok açıkça şunu söyleyebilirim, bu tepkileri gösteren kişiler kesinlikle haksızlar. Mercedes yıllardır başarı arayan bir takım ve bu yıl biraz daha iyi bir performansa sahipler, üstelik de bu yarışta lastik aşınma sorunu yaşamış bile olsalar 3. ve 4. pozisyondalar, bu koşullarda siz pilotlarınızın yarışmasına nasıl izin verebilirsiniz, bu riski nasıl alabilirsiniz? Düşünün ki bu iki pilot temas yaşadı, birinin kanadı kırıldı, pite girerek kaybettiğiniz zaman ne olacak? Peki ya bir pilot yarış dışı kalırsa, ya da hepsinden öte ya iki pilotunuz birden yarış dışı kalırsa? Buna ancak aptallık diyebiliriz ve Mercedes takımı aptal olmadığını gösterdi, Mercedes işleri duygularla değil, akılla yönetmeyi biliyor.



   Şimdi konuyu takım emirlerine de getirdiğimize ve yarışın bir çok göze batan kısmını da konuştuğumuza göre esas konumuza gelelim; Red Bull'da şimşekler çakıyor. Bu olayı bir pilotun kanadını alıp başka bir pilotun aracına takmak yada iki pilotun çarpışmasıyla karşılaştırmamak lazım, bu olay çok ama çok büyük bir olay.

   Öncelikle biraz geri gidelim, yarışın ortalarına. Vettel telsizden ne demişti; Webber'i önümden çekin. Erbatur Ergenekon peki ne cevap verdi; "Ne çekiyorsun sen, tavuk mu çekiyorsun?" Bence bu yorum zaten her şeyi anlatmak için yeterli. Siz bir pilotsanız, yarışmakla yükümlüsünüz ve bu bir takım sporudur. Takım sizden ibaret değildir, sizin pozisyonunuzun ne olduğunun hesabını yapan, sizin için strateji kurgulayan bir sürü çalışan var bu takımda. Peki Vettel ne yaptı dersiniz, bütün bunları bir kenara attı ve takım arkadaşını yolundan çekmelerini istedi. Peki sonuç ne oldu derseniz, takım bunun üzerinde fazla durmadı ve geçiştirdi, sonrasında neler olacağından habersizdiler tabii ki.

   İşte o ana gelelim, düzlüğün sonunda Vettel içeriyi kapatmış olan Webber'in sağına geldi ve kendisini duvarla Webber arasına sıkıştırdı, sonra da ataklarına devam etti, hatta bazen korkmadım değil, Vettel'in kanadını kıracağını düşündüm ama geçmeyi başardı. Yarış sonuna kadar arkadaşımla konuştuk, acaba ortada bir takım emri oldu mu? O takım emrinden şüphelendi, ben ise bu mücadelenin riskinin olduğunu düşünerek olmadığını düşündüm. Kısa zamanda gerçek ortaya çıkacaktı, bunu da araçtan indiklerinde anladım. Suratlar gülmüyordu, kimse durumdan memnun değildi, sanırım şimdiye kadar gördüğüm en kötü podyum bu, daha kötüsü olur mu derseniz, sanırım o yarışta bir pilotun ölmesi falan gerekir bunun için, tabii böyle bir şeyin olmasını asla istemem, sadece şunu demek istiyorum; yarışta ciddi kazalar yaşandığını gördük, önemli yaralanmalar da yaşandı ama yine de podyumda gülen yüzler görmüştük.



   Bir kurt beynimi kemirmeye başladı, Webber'in podyumda yüzü biraz gülüyordu ve şunu düşündüm; Galiba Vettel onun avantajına takım emri uygulamadığı için takıma kızgın. Başka ne olabilirdi ki, sadece Vettel takım onun arkasında olsun istedi ama takım iki pilotun yarışmasını seçti diye düşündüm, çok iyimsermişim.

   Bunu açıklayacak olan adam Webber'di, bunu biliyordum ve bekledim. Webber gayet açık bize her şeyi söyledi zaten, takım basit bir emir vermişti ve Vettel bunu hiçe sayıp risk almıştı ve Webber'i geçmişti, inanmakta zorlandım. Vettel bir şampiyon, 3 kez dünya şampiyonu olmuş, ki bu önemli bir başarıdır. Bunu nasıl yapabilir ki?

   Belki bazıları olayın abartıldığını düşünebilir ama altında yatanları düşündüğünüzde anlamanız çok daha kolay olacaktır, o yüzden bunu biraz açmam gerekiyor. Bunu yaparken adil olmaya çalışacağım ve her iki tarafın da gözünden olaya bakmaya çalışacağım.

   Vettel takım tarafından verilen emri uygulamak yerine rakibine atak yaptı. Bu ne anlama gelir; Siz takımın pilotusunuz ve takımda yüzlerce çalışan var, herkesin de işleri farklıdır ve bu spor bir takım oyunuysa herkesin görevine ve yaptığına saygı duymalısınız. Vettel kendisine verilen emri uygulamayarak açıkça bu kararın mantıklı olduğunu düşünen mühendisleri, bu emri veren koordinatörünü yani Horner'i, altında bulunan aracı tasarlayan Adrian Newey ve ekibindeki tüm mühendisleri hiçe saydı. Vettel bu kadar insanı bir kalemde silip attı ve kendi kararını uyguladı, sanki o insanlar başarıyı istemiyormuş gibi, onlar hiç doğru karar verme yetisine sahip değilmiş de bir tek o doğruyu biliyormuş gibi hareket etti. Kendi takımınızın kararlarına güvenmiyorsanız yapmanız gereken tek bir şey vardır, takımdan ayrılırsınız. Takımdan memnun değilse, emirleri uygulamıyorsa, şunu çıkıp söylemeliydi; Ben bu takımın benim başarılarımın önüne geçtiğini düşünüyorum, engellendiğimi hissediyorum, daha fazla bu takımla yarışmak istemiyorum. Bunu diyorsa, o pilot karakterli derim, kendince doğrularının peşinden gidiyordur, fikrlerinin arkasında duruyordur. Peki özür dilerse, işte o konuda pek de olumlu şeyler söyleyemem.



   Tabi şunu da düşünelim, Vettel aynı zamanda takım arkadaşına da ihanet etti, onu zor duruma düşürdü ve takım arkadaşı ile ilişkileri nasıl olacak merak ediyorum. Zaten takımla da ilişkileri bundan sonra nasıl olur, o konuyu da merak ediyorum ancak Webber'in gözünden olaya bakarsak çok daha büyük bir sorun var. Webber takım arkadaşının takım tarafından kollandığını düşünüyor ve şimdi ne yapacak merak ediyorum. Webber bir süre önce basına gençliğindeki gibi mücadele edebildiğini söyledi, bu da aslında takımla yola devam etmek istediğinin göstergesiydi bence, emekli olmak istediğini sanmıyorum ama bu olay? Webber bu olay için takımı suçluyor, bu açık. Düşünün ki tekrar benzer bir durum var pist üzerinde ve takım Webber'e yakıt tasarufu yapmasını söyledi telsizden; Webber şunu sormayacak mı; Vettel de takım emirlerine uyacak mı, bunun garantisini bana verebilir misiniz? Takım nasıl cevap verebilir, takım nasıl Vettel'e güvenip bunun garantisini verebilir? Bu yarışta Webber 2 kez pozisyonunun risk altında olmadığı konusunda güvence aldığını söyledi, tekrar olursa takım garanti verse bile nasıl takıma güvenecek? Peki takım Vettel'e nasıl güvenecek? Bunlar önemli sorular bence. Takım oyunu oynuyorsanız, takım arkadaşlarınıza da güvenmelisiniz, peki güvenmiyorsanız?

   Vettel'in açısından bakalım şimdi de; onun için sanırım tablo netti, o 3 dünya şampiyonu olan bir pilot ve yine şampiyonluk için yarışıyor. Şampiyonluk için yarışan bir pilot için 7 puan çok önemli. Vettel de bunu gözardı edemezdi ve zorlayarak zirveye çıktı. Düşünün ki son yarışta Vettel şampiyonluk savaşında ve 2 veya 3 puanla şampiyonluğu kaçırıyor, Vettel böyle bir olasılığı düşünmüştür ve bu 7 puanın onun için belki de şampiyonluk anlamına geldiğini düşünerek zorlamış olabilir. Bu konuda da Vettel kendi açısından haklı bir konumda elbette, bunu yadırgamıyorum. Hangi pilot önünde böyle bir fırsat varken bunu kaçırmak ister? Hangi pilot az farkla şampiyonluğu kaçırmak ve bununda sebebinin takım emri olmasını kabullenebilir. Vettel de doğal olarak bu güdüyle saldırdı ve 7 puanı aldı. Eğer sezon sonunda Vettel 6 yada daha az puan farkıyla şampiyon olursa, bunun sebebi burada verdiği karar olacaktır.

   Şimdi senaryoyu biraz değiştirelim; peki ya Vettel zorlarken bir kazaya sebep olsaydı. Mercedes örneğindeki gibi ya biri pite girmek zorunda kalsa, hatta yarışdışı kalsa hatta ya ikisi de yarış dışı kalsa... İşte o zaman ne olacaktı? Peki ya şöyle bir şey olsaydı; her iki pilotunda gerçekten az yakıtı olsaydı ve Vettel zorlayarak yakıtını tüketmiş olsaydı yada yarış sonrası yakıt kontrolü için deposunda yeterli yakıtı kalmamış olsaydı. Hatta daha da ötesi, Webber'i zorlarken Webber'i de aynı duruma düşürmüş olsaydı ve iki araç da kontrollerin ardından diskalifiye edilmiş olsaydı, Vettel nasıl açıklayabilirdi durumu? Takım, Vettel'in aldığı karar yüzünden, onun inatçılığı yüzünden double yapmak dururken iki aracıyla da diskalifiye olsaydı nasıl tepki gösterecekti Vettel'e?

   Vettel'in bugün yaptığı bir çok F1 severin gözünden düşmesine neden oldu, bu açık. Sonrasında özür dilerken, farkında değildim, isteyerek bu duruma sebep olmadım gibi sözler sarfetmesi de biraz saygısı kalmış olanların da son bir yudumluk saygılarını yitirmesine sebep oldu bence. En azından benim başarılı ve yetenekli olarak gördüğüm, hatta sevdiğim bir pilota karşı şu an içinde olduğum duygular bana böyle olduğunu söylüyor. Ben artık Vettel'in güvenilir bir pilot olmadığını düşünüyorum, takım oyuncusu değil.


   Ben şu RBR takımını yönetiyor olsam yapacağım şeyi size söyleyeyim, tabii bu sadece benim bakış açım, öyle olması gerektiği anlamına asla gelmez, benim doğrularımın evrensel doğrular olması gerektiğini düşünmüyorum elbette, ben sadece benim fikrimi size söyleyeyim; Webber'i yatıştırırım ve biraz beklemesi gerektiğini söylerim, Hulkenberg ile bağlantıya geçerim ve Vettel'in koltuğunu teklif ederim. Vettel ile de uzun uzun konuşur ve takım tarafından ona güven kalmadığını belirtir, sözleşmesini fesh ederdim. Benim bakış açım bellidir, güvenemeyeceğim biri ile asla iş yapmam, Vettel gibi bir pilotla çalışamazdım. Vettel'in de geleceği hakkında şimdiye kadar düşünülenlerin de şekil değiştirebileceğini düşünüyorum, mesela çok duyduğumuz bir söylenti de Vettel'in gelecekte Alonso'nun koltuğuna oturacağı, bence Ferrari şu an bu projeyi iptal etmeyi düşünüyordur, Bianchi'nin de neler yaptığını gördükten sonra Ferrari'nin planının Hulkenberg-Bianchi kadrosuna doğru dönmesi beni şaşırtmazdı açıkçası, hatta bence çok daha mantıklı olabilir.

   Çok uzattım ama bu yarış kısaca geçiştirilecek bir yarış değildi, sabrettiğiniz için çok teşekkürler.

2 yorum:

  1. Saygı duymak insandan insana değişir, her insan saygıyı duyulmayı haketmeyebilir , örneğin bir webber , bir massa bu gibi pilotlar istikrarsız pilotlardır, geçmişte ferrarinin yaptığı doğrudur alonsoya yol vermesi gerekliydi ve verdi, aynı şeyi redbull takımı webber için yapmalıydı ve yapmadı. Vettel takım kararını çiğnese de bence doğru olanı yapmıştır. Takım organizasyonundan öyle bir bahsetmişsiniz ki sanki takımın tüm mühendisleri toplanarak demokratik bir karar almış gibi? öyle bir dünya yok? takım patronu kendi kurmayları ile takım menfaatlerini düşünerek risk almayacak bir karar alırlar her zaman.. Vettel bu kararı çiğneyerek büyük risk almıştır ve bence de haklıdır,fazladan 7 puan webber gibi ikinci bir pilota verilmeyecek kadar önemlidir. Redbull'un gücü varsa 3 dünya şampiyonunu gönderir ki göndermeyeceğinden eminim gönderebilse istanbul olayından sonra gönderirdi.. Kaldı vettel istese redbull'dan çok daha büyük takımlarda yeri çoktan hazır.. Kaldı ki vettel'e olan saygım artmıştır kendi kararlarını alabilecek özgüvene sahiptir unutmayı o daha çok genç ve bu yetenekleri daha tecrübeyle harmanlanmadı..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Pilotlar şampiyonası için söylediklerin geçerli, bunlara katılıyorum. Tahminim bu yarış içindeki kararlar takım için alınan puanların baz alınması sonucu ortaya çıktı. Sonuçta 2 pilot yer değiştirse de takımlar aynı puanları alacaklar ancak yaşanacak bir çekişme puan kaybına neden olabilirdi, takımlar da en güvenli yolu seçtiler. Sonuçta takımlar aldıkları puanlara göre sezon sonunda da para kazanacaklar, olayın maddi bir yönü de var. Takımların üzerindeki bir baskı da bu maddi yönü, onlar maaşları ödeyip işleri yürütmek için, takımı büyütmek, aracı geliştirmek için para kazanmalılar. F1'de herkes aynı koşullara sahip değil, başarı geldikçe para da geliyor, bu yüzden bu puanlar para demekti. Pilotlar işin bu kısmını düşünmez, çünkü mühendislerin maaşları onların cebinden çıkmaz. Biz izleyiciler de heyecan istiyoruz ama bazen takımların da hangi durumlarla karşı karşıya olduklarını anlamamız gerekiyor. Vettel için ise; mücadele etmesi bence sorunlu olan tarafı değil, bu kesinlikle takdir edilecek bir şey ancak yaptıklarının sonucunda takımı ve kendisi zarar gördü, Rosberg mesela takımla gayet tutarlı ve mantıklı bir tartışma içine girdi, kendi açısından olayları anlattı ve sonuç istediği gibi olmasa da kararı kabullendi, işte bunu takdir ederim. Vettel'in canı istediği gibi davranmak yerine bunu takımla tartışması gerekirdi bence, işte o zaman onun savaşmak istediğine kanaat getirirdim, o durumda takım izin verirse Webber'i de bilgilendirirlerdi ve ikisi de adil olarak yarışırdı, keşke öyle olsaydı, ama olaylar benim gözümde çok daha vahim hale geldi, böyle olmasını kimse istemezdi sanırım

      Sil