25 Şubat 2013 Pazartesi

Testler ve Kafa Karışıklığı


   
   2013 sezonuna gün gün yaklaşırken şimdiden testlerin büyük kısmını bitirdik. 12 günlük testlerin 8 günü geride kalırken tabloya bakınca bir şeyler anlamayı bekliyor olmamız gerekiyor değil mi, değil. Testlere baktığımda sadece kafa karışıklığıyla baş başa kalıyorum aslında bakarsanız.

   İlk Jerez testleri sonrası söylediğim şeyler şunlar olmuştu; McLaren-Ferrari-Red Bull çok yakın hızlardalar ve neredeyse aynı hızda diyebiliriz, Mercedes bu grubun biraz gerisinde, Lotus ise bunları ardında. Bu tablo aslında testlerdeki uzun sürüşleri analizim sonucu ortaya çıktı ancak takımlar Barcelona'ya geldiğinde testlerin gösterdiği tablo çok ilginçti. İlk gün zaten doğru düzgün stint atmayan takımları biraz anlamak için 2. günden umutluydum. Bir çok takım ikinci gün stintlere başladı ama sonuçlar yine karışıktı, stintler ilginç bir şekilde fazla istikrarsız gözüküyordu ve yorum yapmak hata olurdu, bunların yanında Ferrari'den uzun bir stint görmedik. 3. güne geldiğimizde tablo biraz daha net olacak diye beklerken aynı istikrarsız stintlerle başbaşa kalmıştık, Ferrari de diğerlerine ayak uydurmuştu bu konuda. Son gün artık yeter diyordum ki, stint sürelerini görünce ağlamak istemiştim, normalden 10 sn yavaş stintler gördük.

   Takımlar ellerindekini göstermeyeceklerdi, bu açık. Ben de elimdeki verilere baktım baktım baktım. Peki şimdi ne yapacağız? Aslında yorumlayacağım veri olmaması bana çok açık veriler sağlamıştı; her şeyden önce bu tablo bize takımların nelere odaklandığını gösteriyor. Takımlar bu testlerde performanslarından çok parça testlerine, lastikleri tanımaya, ayarlara odaklandı, bu da takımların hala çok fazla eksiği olduğunu ortaya koyuyor.

   Barcelona'da 2. gün RBR uzun bir sürüş yaptı, ancak bunun bir yarış simülasyonu olmadığını söylediler. 3. günde de bir çok takım aynı şekilde uzun sürüşler yaptılar ancak o turlar yarış simülasyonu muydu, öyle gibi gözükse de RBR'nin durumunda olabilirler aslında. Çünkü bu tabloda takımların henüz bu testlere hazır bir paketleri olmadığı hissine kapıldım. Bir çok takımın hala çok fazla işle meşgul olduğunu düşünüyorum ve araçların lansmanları yapılmış, araçlar yarışa hazırmış gibi gözükseler de aslında takımların içten içe bir çok konuda hala çok geride olduğunu düşünüyorum, bunda 2014 yılına yapılan hazırlıkların da etkili olduğunu söylemek lazım. Zaten Williams'ın son testlere ilk defa yeni aracıyla çıkması, Caterham ve Williams'ın egzozlarının tartışılması, Ferrari'nin son testte tamamen yeni bir paketle geleceğini söylemesi ve bugün Renault motorlarının haritalama konusundaki tartışmaları hala sezon öncesi bir çok belirsizliğin olduğunun göstergesi gibi. Takımların da böyle bir belirsizlik ortamında ellerindeki farklı konfigürasyonların arasında belli bir karara varabilmesi zor gözüküyor. Takımların testlerde denediği egzoz çözümlerine bile baktığımızda onlarca seçenekle karşılaşabiliyoruz. Sezon açılışına bu kadar az süre kalmışken halen bazı şeylerin tartışılması da ayrı bir tartışma konusu olur.

   Takımların karşılaştırmasını yapabilmek için sağlıklı bir ortam olmadığını düşünüyorum işte bu yüzden. Belki de en doğru tespitleri yapmanın yolu farklıdır diye düşündüm. Takımları tek tek ele almak daha mantıklı geldi bana, birbirlerine göre bir kıyaslama yapmamayı tercih ediyorum, en azından son testler öncesi.



   Önce sezon öncesi çok konuşulan takım McLaren ile başlayalım. Takım geçen yıla göre araçta çok fazla değişiklik yaptı. Dışarıdan bakıldığında çok göze çarpan şeyler yok gibi ama işin aslı başka. Ön kısmı tamamen değiştiren takım, Ferrari'nin pull-rod ve yüksek burun tasarımına geçti. Böylelikle havanın büyük kısmını burnun altından göndererek zemine yönlendirecekler ve bu sayede biraz daha downforce kazanabilirler. Ayrıca bu sistemin teorik olarak daha iyi lastik ısıttığı ve lastik aşınmasını da belli bir seviyede azalttığını biliyoruz. Ancak Pull-rodun dezavantajları da var, bu sistemi kullanan araçların ön kısmının biraz daha dengesiz olduğu düşünülüyor. Bu yüzden teknik ve yavaş virajlarda biraz daha az performans veriyor.

   McLaren arka kısımda öndeki gibi radikal bir değişikliğe gitmemiş olsa bile aracın genelinde ve karakterinde pek çok değişiklik olduğu açık. Takım hala ellerindeki aracı tanımak için çalışıyor. McLaren için bu yeni aracın getirdiği bir potansiyel var, aracı tanıdıkça büyük adımlar atabilirler ve yeni bir altyapı demek gelişim yarışında avantajlı olmak demektir. McLaren bu aracı anladıkça büyük adımlar atacaktır ve bu yıl rekabetçi olacaklarından hiç şüphem yok.

   Bu duruma karşın McLaren'de Perez'in neler yapacağını kimse bilmiyor, başarılı olup olamayacağına dair bir ipucu yok. Button takımla yıllardır çalışıyor ancak önceki yıllarda hız anlamında Hamilton'a göre daha geride gözüküyordu. Button'ın cidden çok iyi bir pilot olduğunu düşünüyorum, o belki Lewis gibi bir yıldız değildi ancak zeki biri ve elindeki pozisyonu nasıl değerlendireceğini iyi biliyor ve zor durumlarda bile kendisine puan çıkaracak biri. Yine de onun hız konusundaki eksiği insanı düşündürmüyor değil, McLaren rekabetçi takımlar arasında yıldız pilota sahip olmayan tek takım ve bu onları bir adım geri düşürebilir.



   Red Bull Racing'e baktığımızda, lansmanda fotoğraf çektirmemeye kararlı olan takımın aslında saklayacak bir şeyi yok. Newey zaten lansmandaki konuşmasında aracın geçen yılın aracının evrimi olduğunu belirtmişti. Aracın temeli 5. yaşına girdi ve bu ne kadar sağlıklı, bunu bilemiyorum. Geçen yıl aracın potansiyelinin bittiğini düşünmüştüm, RBR eskisi kadar hızlı değildi. Sezon sonlarına doğru iyi bir güncelleme getirdiler ve durumu toparladılar ancak her zaman bu kadar şanslı olamazsınız. Bu araç artık potansiyelinin büyük kısmını tüketti ve araçta geliştirilecek çok az nokta kaldı. Bu açıdan gelişim anlamında bir adım geride kalmalarını bekliyorum, ancak geçen yıl olduğu gibi Newey yine bir noktayı farkeder ve iyi bir güncelleme getirirse... Neden olmasın?

   RBR elbette şampiyonada iddialı olacaktır, her ne kadar potansiyelinin diğer takımlara göre daha az olduğu söylesem de, onların da avantajı bu aslında, aracı çok iyi tanıyorlar. Diğer takımlar ellerindeki paketi tanımak için çalışırken, RBR elindeki paketi zaten bildiği için onlar için hızlı olmak çok daha kolay olacaktır. RBR'nin geçen yıl baskın olmasa da çok iyi bir araca sahip olduğunu kabul etmek gerekir ve bu sezon da hızlı olacaklardır, şampiyonluk yarışında onları küçümsemek büyük bir hata olurdu.



   Ferrari'ye geldiğimizde aslında işlerin hem yolunda olduğunu, hem de yolunda olmadığını söylemek gerekiyor. Ferrari kendine hedef olarak en hızlı araç olmayı seçti ancak şu ana kadar en hızlı olmadıklarını anlamak için takımdakilerin açıklamalarına bakmak yeterli. Geçen yıla göre ciddi bir fark var, Ferrari en hızlı araçlardan biri ancak takım için bu yeterli değil gibi gözüküyor. Fry bitmiş aero paketin son testlerde getirileceğini söylemişti. İlk testlerde kullandıkları paket geçici bir çözüm gibi duruyor. Belki de Ferrari inanılmaz bir şey bulmuş ve bunu saklıyordur, ne dersiniz? Tabii son testlerde aero paketin gelmesi aynı zamanda bir kumar, bu paketten istedikleri verimi alamazlarsa sezon başlayana kadar tekrar oturup düşünmesi lazım ve zaman az kalmış durumda, üstelik ilk yarışa kadar tekrar piste çıkıp test etme şansları da yok.

   Teknik açıdan Ferrari'nin şu andaki durumuna baktığımızda, en büyük farklılığın arka kısımda olduğunu görebiliyoruz. Aracın arkası büyük oranda daralmış durumda. Bunun getirdiği avantajlar var, aracın arkası artık daha iyi toparlanmış durumda, aero olarak daha verimli gözüküyor ve çekiş konusundaki sorunları da aşmışlar gibi duruyor. Bunun yanında arka kısmın daralması sebebiyle farklı bir arka süspansiyon kullanmak zorunda kaldılar, geçen yıl RBR'nin kullandığı süspansiyona benzer bir geometriye sahip. Takım içinden birinin dediğine göre RBR'nin süspansiyonunun biraz daha gelişmiş bir versiyonuymuş. Buna rağmen takım ilk testlerde bazı sorunlar yaşadı, süspansiyonu çok iyi tanımadıkları için ayar problemleri yaşadılar ve aracın arkasının sert tepkiler verdiğine ve beklenilenden fazla lastik aşındırdığına dair söylentiler vardı. Belki zamanla bu problemleri çözebilirler, bunu zaman gösterecek. Ayrıca son testlerde beklenilen aero paketin de beklenildiği kadar iyi çıkıp çıkmayacağı da bir soru işareti.

   Tüm bunlara rağmen Ferrari'nin bu yıl şampiyonluk için yeterince hızlı olduğu kanısındayım. Jerez testlerinde oldukça iyi uzun sürüşler yaptılar ve bu yıl rahatlıkla yarış kazanabilirler.



   Mercedes ise yeni bir yapılanma ile sezon öncesine damga vurdu. Takımda bir çok eski kurt bir araya geliyor ve bugün McLaren'in Lowe ile ilişkisi bitmiş durumda, önümüzdeki yıl onun da Mercedes'e geçeceği ihtimali çok yüksek. Tüm bunları bir kenara bırakalım ve araca bakalım; Geçen yıla göre önemli gelişim kaydeden takımlardan biri de Mercedes. Aracın geçen yıla göre çok daha hızlı olduğu anlaşılıyor ancak hala downforce konusunda eksiklikler var ve aero anlamında yapılması gerekenler olduğunu düşünüyorum. Costa'nın elinden çıkan araç cidden hiç fena değil, diğer 3 takıma göre biraz daha geri kalabilirler diye düşünmekle birlikte, Costa'nın aracı geçen yıla göre büyük bir adım bence. Ferrari böyle bir adamı nasıl kovdu, bunu düşünmeliler.

   Takımın çok önemli isimleri kadroya katması güzel bir gelişme gibi görünse de bu konuda bazı şüphelerim var, şimdiye kadar zaten çok başlı olması nedeniyle işlerin çok iyi yürümediği takıma şimdi bir de bu kadar yönetici katılması düşündürüyor, takım içinde fikir ayrılıkları ortaya çıkması muhtemel gibi. Mercedes bu kadar teknik adamı işe almak yerine iyi bir aero mühendisi yada aero temelli bir tasarımcı almış olsaydı bence daha mantıklı bir yatırım yapmış olurdu.



   Lotus'a baktığımızda ise, benim fikrim diğer 4 takıma göre yavaş oldukları yönündeydi ancak bir çok kaynak Lotus'un iyi bir performansa sahip olduğu yönünde. Bundaki temel sebep pistte aracı izleyenleri virajda çok iyi tutuşa sahip olması ve dengeli olmasıymış. Jerez'de sürelere baktığımda aracın tek turda oldukça rekabetçi görünmesine karşın uzun sürüşlerde o kadar da istikrarlı olmadığını görüyorum. Araç cidden hızlı ancak bu hızı sürekli hale getirebiliyorlar mı, ilk testlerde öyle olmadığını düşünüyorum ancak hala sezon başlangıcına kadar zamanları var ve bu sorunu çözmüş olabilirler bile. Lotus'un da RBR gibi geçen yılın temelinde ilerlediğini düşünürsek, aracı çok daha çabuk anlamaları şaşırtıcı olmaz.

   Büyük bir gelişim kaydettiklerini kabul ediyorum ve yarış kazanmaları olası. Ancak şampiyonluk yarışında iddialı olacakları konusunda pek iyimser olamıyorum. Geçen yıl maddi zorluklar yaşadıktan sonra bu yıl çok iyi sponsorlar kazandılar ve maddi zorluklar daha az olacaktır, gelişim konusunda geçen yıla göre daha istikrarlı olmaları muhtemel.



   Sauber ise geçen yıldan sonra biraz hayalkırıklığı yarattı bende. Geçen yıl Mercedes'e kafa tutan takımın bu yıl Force India'nin bile gerisinde olduğu kanısındayım. Barcelona'da Jerez'e göre daha iyi bir görüntü vermiş olsalar da hala yapmaları gereken çok şey var. Eğer işler yoluna girerse 6. sıra için mücadele verecek takımlardan birisi ancak bu oyunda Williams'ın da olduğunu unutmamak lazım ve Williams aracı piste geç çıkmış olsa da onlar için işler iyi gitmiş gibi gözüküyor.

    Sauber'in en ilgi çekici kısmı dar sidepodları oldu. Sauber dayanıklılık problemleri yaşamayacaklarından emin ve gerçekten başarılı olursa önemli bir adım atmış olacaklar. Ayrıca basamaklı burnun yarı saklanmış hali de beni estetik açıdan etkiledi, yaratıcı ve güzel bir çözüm olmuş.



   Williams ise aracını çok geç tanıttı ancak orta grupta en iddialı takım konumuna yerlemişler gibi gözüküyor. Jerez'de piste çıkmak yerine rüzgar tünelinde çalışmanın onlar için daha verimli olduğu açık, keşke bu sezon da bir galibiyet görebilsek diyorum.

   Williams'ın kadrosundaki bir çok önemli ismi diğer takımlara kaptırması açıkçası beni üzüyor, böyle büyük bir takımın şu andaki hali beni pek memnun etmiyor, umarım onların da rekabetçi olduğunu tekrar görebiliriz.






   Arkadaki diğer takımlar konusunda çok da fazla fikrim yok açıkçası, çünkü çok fazla dikkatimi çektiklerini düşünmüyorum. Force India geçen yıla göre orta grupta daha iyi performans göstermek isteyecektir. Toro Rosso ise geçen yıldan çok daha iyi bir görüntü sundu testlerde, Sauber'in bile önünde yer alabilmeleri mümkün. Marussia ve Caterham için duruma baktığımızda, onlar yine diğer takımlara göre arkadalar. Marussia geçen yıl iyi bir çıkış yakalamıştı ve bunu sürdürecek gibi duruyor, Caterham'ın önünde yer almaları şaşırtıcı olmaz. Caterham ise maddi açıdan güçlenmeyi düşünüyor, şirket başka yatırımlarla büyümeye çalışıyor ve uzun vadede bu yatırımları işe yarayabilir.

    İlk 8 test gününün sonunda benim gördüğüm durum bu şekilde. Tabii unutulmaması gereken şeyler var, bunlar tamamen şu ana kadar olan eldeki verilere göre şekillenmiş durumda ve önümüzde bir test haftası daha var, ondan sonra da takımların çalışacağı günler olacak. Bunlar tüm senaryoları değiştirebilir, bunun güzel örneklerinden biri de McLaren sanırım. O yüzden bu yorumlara bakarak sezonu ön görmek yanıltıcı olacaktır.

   Umarım son testler öncesi biraz fikir sahibi olmanıza yardımcı olmuştur.

24 Şubat 2013 Pazar

Yeni Bir Start


   Yeni sezon ile beraber benim için de yeni bir başlangıç olduğunu söylemek yanlış olmaz. Kendi düşüncelerimi farklı mecralardan aktarmaya çalışsam da, aslında bu bazen yeterli de olamadı diye düşünüyordum. Bu konuda kendimi daha net ifade edebilmek adına, çevremdeki dostlarımın da etkisiyle düşüncelerimi aktaracağım bir blog olması benim açımdan güzel bir başlangıç olacaktır diye umut ediyorum.

   Konumuz büyük oranda F1 olacak, çünkü diğer motorsporlarını da dahil etmeye kalkışırsam hem ben bu konuları toparlamakta ve güncel bir blog olarak yoluma devam etmekte zorlanırım, hem de düzenli takip etmekte sıkıntı çekeceğimden bilgiler konusunda yetersiz kalabilirim, bu yüzden konumuzu sınırlı tutmak en iyisi olacaktır. Tabii bazen yazılması gereken konular olduğunda farklı motorsporları dalları ve otomobil dünyası hakkında da yazılar yazmaktan çekinmem, bunlar da sizlere sürprizler olur.

   Kendimden de kısaca bahsederek bu "hoşgeldiniz" faslını bir an önce bitirmek istiyorum. Öncelikle çok tepki alan tarafım olan yanım; tarafsızlığım. Sporu uzun süredir tarafsız gözle izliyorum. Bundan 10 yıl öncesine kadar ben de taraftardım, sevdiğim bir takım vardı ama tek bir takımı desteklemek bana göre değilmiş, bir takımın taraftarı olur ve gördüğünüzü açıkça söylerseniz seveniniz pek olmaz; takımınız haklıysa ve savunuyorsanız, rakip taraftar sizi dışlar, takımınız haksızsa ve kendi takımınızı eleştrirseniz kendi takımınızın taraftarı dışlar. Taraftar olup da yalnız kalmak ilginç bir durum oldu benim için, madem öyle, bu işin hakkını vereyim dedim, zaten takımdan da sıkılmaya başlayınca tarafsızlık benim için en uygun olanıydı ve şu an bulunduğum konumdan çok memnunum. Tarafsız olmak konusunda pek çok kişinin şüpheleri vardır ve açıkça şunu söyleyebilirim ki, kimse saf anlamıyla tarafsız olamaz, örneğin iki pilot aralarında mücadeleye girerse, o sezon yada o yarış hangi pilot benim gözümde daha çok iş yaptıysa onun mücadeleyi kazanmasını isterim,o an bir taraf tutarım. Bu kimi zaman şampiyonluk yarışında olurken, kimi zamanda orta sınıfta olur, ancak genelin aksine ben belli bir takım yada pilotu destekçisi değilim, yarışın yada sezonun gidişatına göre hangi pilot yada takım başarıyı haketmek için çok iş yapmışsa o kazansın isterim sadece.

   Bunun yanında özellikle romantik bir bakış açısıyla takip ettiğim ve desteklediğim takımlar da var; McLaren, Ferrari, Williams ve Sauber. Bu takımlar eskiden beri sporun içindeler ve uzmanlık alanları F1 sporu, bu yüzden onların yeri ayrıdır. Onları benim için farklı kılan temel nokta, bu takımlar başka alanlarda çalışan ve reklam için spora girmiş olan takımlar değiller, bu takımların başka yatırımları yok, işleri tamamen F1 ve bu spora sonuna kadar sadıklar. Ferrari ve McLaren yol araçları üretiyor olabilirler ancak bunu başka bir endüstri haline getirmeden, takıma katkı sağlamak için kendi tesislerindeki imkanlarıyla yapıyorlar, yani bu üretim zaten F1 takımının bir ürünü. McLaren ve Williams yine aynı şekilde çeşitli parçalar üretiyorlar, motorsporları ve otomotiv dünyasına bunu pazarlıyorlar ancak bunlar da sporun dışında taşmadan yapılan yatırımlar, temelde yapılan işin odağı F1 teknolojisi üzerine kurulu. İşte bu yüzden otomotiv şirketlerinin yada başka şirketlerin takımları ile kıyaslanamaz bir konumları vardır. Bunu daha sonra başka bir yazımda uzun uzun anlatmak isterim.

   Kendi düşüncelerimi az çok anlamış olmalısınız, spora bakışım konusunda biraz bilgi sahibi olmuşsunuzdur diye tahmin ediyorum. Umarım bu tanışma yeterli olmuştur. Bana bu başlangıcı yapmam için destekte bulunan sevgili dostlarıma, hatta baskı yapan çok sevdiğim kişilere teşekkür ederim, umarım güzel bir mecra haline getirebilirim.