15 Nisan 2013 Pazartesi

Çin Savaş Stratejileri; F1-tzu




   Çin'de Alonso sezonun ilk galibiyetine kavuşurken ben de biraz oturup ne yazacağımı düşündüm. Yarış aslında olaysız geçti diyebiliriz, önemli bir şey yoktu. Sıkıcı bir yazı olacak diye düşünürken hafta sonu neler oldu diye bir kez daha düşündüm de, aslında oldukça hareketli olduğunu farkettim.

   Hafta sonu başlangıcı yapan Vettel oldu, malum konu hakkında konuştu. Bu konuyu zaten önceki yazıda ele aldım, tekrar ısıtıp ısıtıp sunmanın gereği yok ancak Vettel konuyu hala sıcak tutmakta da ısrarcı. Bu hafta Horner ve Webber'e de aynı soru soruldu aslında. Horner konunun tatlıya bağlandığını söyledi, Webber ise konunun kapandığını ve geleceği hakkındaki kararlarını etkilemeyeceğini söyledi. Horner ve Webber ne kadar samimi tartışılır ancak bu iki ismin açıklamaları şu anlama geliyor, takım olayı kapatmak istiyor. Vettel ise tam tersine olayı daha da büyütecek açıklamalar yapıp, zaten benim hakkımdı tarzı açıklamalar yaparak aptalca davranıyor ve hem takımını hem de kendisini küçük düşürmeye devam ediyor. Bu açıklamaları yapmak neden yanlış, işte onu daha sonra anlayacağız.

   Cumartesi sıralama turları seansına gelelim, en ilginç anlardan biri Webber'in benzin pompası sorunuyla eksik benzinle piste çıkıp yolda kalması oldu. Daha önce de benzer problemleri başka pilotlarda görmüştük, bazen benzin pompaları istenildiği gibi çalışmayabiliyor. Bazılarına göre bu Webber'e takım tarafından bilinçli bir müdahale olarak görüldü ancak ben buna inanmıyorum, bu tür sorunlar sporun bir parçasıdır.

   Diğer taraftan sıralamalarda bir ilgi çekici nokta da Riccardo'nun performansı oldu. STR son yıllarda pek başarılı performanslar gösterememişti, bu sefer biraz daha derli toplu bir görüntü var. Riccardo'nun da burada gerçekten iyi bir tur atarak son seansa kalması çoğu kişiyi şaşırttı. Son seansa kaldığını duyan Button'ın telsizden bunu öğrendiğinde şaşırması da durumu anlatıyor zaten. Ricco performansını arttırmaya devam etmeli ve bu tür başarıları istikrarlı olarak göstermeli.

   Sıralamada son seansın sonlarına kadar kimsenin piste çıkmaması da ayrı bir talihsizlik. Lastiklerin önem kazanması seyri zevkine darbe vurmaya devam ediyor. Lastik koruma adına takımlar çok geç çıktılar. Button hız turu atmamayı uygun görürken, Vettel de orta hamurla piste çıkarak farklı bir strateji ile yarışacağını bize gösterdi. Hız turunda yaşadığı sorun yüzünden pist dışına çıkan Vettel 9. sıradan fazlasını alamazken, pole Hamilton'ın oldu. Hamilton gerçekten çok iyi bir tur attı. Hakettiğini söylemek lazım, diğer yandan Mercedes'in önceki yarışta 3 ve 4 olmasından sonra burada da pole alması onların gerçekten iddialı olduğunu gösteriyor.

   Pazar sabahı. Ben ve arkadaşlarım için ilk anlarda bazı teknik sorunlar oldu. Neyse ki kısa sürede sorun ortadan kalktı ve güzel bir kahvaltı eşliğinde yarış izleyebildik. Start konusunda; beklediğim gibi oldu diyebiliriz, Ferrariler yine iyi bir başlangıç yaptı, Kimi'nin geçileceğini zaten tahmin ediyordum ama şaşırtıcı olan Massa'nın da geçmesi oldu, şaşırtıcı oldu. Kimi neden yavaş kaldı, teknik bir şey mi vardı diye de düşünmüyor değilim, malum bu yıl ECU ve yazılım yüzünden verilerin gitmesi gibi şeyleri çok gördük. Zaten kirli tarafta olduğu için Alonso karşısında da şans tanımıyordum. Kimi için biraz kötü oldu start anı.

   DRS açılmasıyla beraber Ferrariler ilk sıralara yükselirken Kimi de hemen arkalarından takip etti. İlk pit stoplara kadar durum böyle devam etti. Yarışın ilk bölümlerinde göze çarpan güzel performanslar vardı. Bunlardan biri Massa'nın performansı.

   Massa yarış öncesinde de yumuşak lastiklerden çok memnun olduğunu söylüyordu, orta hamurda ise bazı sorunlar olduğundan bahsetmişti. Alonso ise orta hamurla daha iyi hissettiğini söylerken yumuşak hamurların performansından şikayetçiydi. Burada anladığımız şey şu, lastiklerin araçla uyumundan öte pilot karakteristikleri ve ayarlar da önemli bir etken. Lastik kullanımında aynı araçtaki iki pilot farklı lastiklerle rahat edebiliyorsa araçların lastik kullanım özelliklerinden öte şeyler olduğunu da anlıyoruz. Doğru ayarı seçmenin ve sürmenin lastiklere etkisi yarış sonunda belli oldu. Alonso yarışı lider tamamlarken, Massa orta hamurlara geçtiğinde sıkıntı yaşayarak gerilere düştü, yarış sonunda da orta hamurdan kaynaklı sorunlar olduğunu açıkladı.



   Yarışın başlarındaki bir diğer ilgi çekici performanslar Rosberg ve Hulkenberg'den geldi. Rosberg yarışı iyi götürse de yaşadığı sorunla yarışa veda etti. Hulkenberg de benim sevdiğim pilotlardan birisi, yarışın ilk anlarında iyi performans gösterdi ve Vettel'i geçerek yükseldi. Ancak yarışın ikinci yarısında aynı performansı gösteremeyen Hulkenberg'in yükselişi kısa sürdü.

   İlk turların ardından ilginç anlar da yaşandı pistte; örneğin Gutierrez'in frenajı kaçırdıktan sonra frenlerini kilitlemesi üzerinde önündeki Sutil'e çarpması. Gutierrez yola devam edemezken, Sutil kırık arka kanadıyla pite gelse de sorun çözülecek gibi değildi, pit alanında beklerken ısınan araçtan kıvılcımlar çıkmaya başlayınca Sutil için de yarış sona erdi. Bu yıl Force India iyi bir araca sahip ancak sorunlar bitmiyor. Önceki yarış bijon somunları yüzünden yarışa eden takım, bu sefer de Guti'nin gazabına uğradı.

   Yarıştaki diğer bir temas ise Kimi ve Perez arasında yaşandı. Perez'i geçmeye çalışırken sol tarafı çime girince dengesini kaybeden Lotus hafifçe Perez'in aracına çarptı. Herhangi önemli bir hasar olmasa da Lotus'un burnunda kırık olduğu belliydi. Daha sonra pite girdiğinde burnu değiştirmemesi durumun olumsuz bir tarafı olmadığını gösterdi bize. Hatta Kimi durumdan da memnun gibi duruyordu, kim bilir belki yayına verilmeyen telsiz konuşmasında şöyle bir şey geçmiş olabilir; "Burnu değiştirmeyin, önden hava alabiliyorum, böyle daha iyi, dondurma yemek gibi"



   Yarışta Alonso'nun Vettel'i geçişi de önemli bir nokta oldu benim gözümde. Burada önemli olan şey geçiş değil, Vettel'in telsizi, takım Vettel'e Alonso'nun geçmesine izin vermesini istedi ve Vettel adeta Alonso'ya yol verdi. RBR stratejiye göre yarışmaya odaklandı ve savunma yaparak lastiklerin aşınmasına engel olmak istedi, bu çok normal. Yine de insan sormadan edemiyor, nasıl olur da Vettel geçen yıl şampiyonada en büyük rakibi olan pilota böyle yol verir, sporun bu noktalara geldiği açıkça gördüğümüz bir andı ve benim için bu açıdan önemli ve üzücü bir an oldu.

   O zaman neden Vettel Webber'e karşı mücadeleye giriştiğinde bunu söylemedin diyenler olacak; bu bir takım sporu ve kendi takım arkadaşınızdan önce rakiplerinize odaklanmalısınız derim. Takımdan gelen kesin bir emri yok saymak ile bu konu çok farklı şeyler. Bir tarafta gerektiğinde size yardımı olabilecek bir takım arakadaşınız ve takımdan gelen emirler var, diğer tarafta ise geçen yıl sizi şampiyonada en çok zorlayan rakip takımın pilotu var, hangisiyle mücadele etmeniz gerektiğini söylememe gerek bile yok sanırım.

   Takımın mücadele etme demesi üzerine Vettel doğru olanı mı yaptı derseniz, doğru olanı yaptı ve takımı dinledi, ve bunu daha sık yapması onun için iyi olacaktır. Peki ama sorun nerede derseniz, yarışların mücadeleden çok stratejilere bağlı olduğu bir ortamda olduğunu söylerim ben. Vettel neden mücadele etmedi diyecek değilim, sağ duyulu davrandı. Ne yazık ki bugün içinde bulunduğumuz F1 mücadelelerde başarılı olanı değil, taktiksel anlamda başarılı olanı ödüllendiriyor ve bu da seyir zevkini düşürüyor. Vettel-Alonso mücadelesini izlememek iyi oldu diyen biri var mı, hiç sanmıyorum.



   Yarışta kaç pit stop oldu sayamadım, zaten yarışın devamında da çok fazla eğlenceli şey olmadı diyebiliriz. Ben de daha çok arkadaşlarımla yarışın geyiğini yapmaya ve önümdeki kahvaltı tabağına gömülmeyi tercih ettim. Vettel'in son pit stoptan çıkmasından sonra yarışta tekrar heyecan geldi, Vettel Hamilton farkı çok kısa bir sürede eridi. Hamilton'ın arkasına kadar gelmiş olsa da, tur bindirmeler sırasında geçme şansı yakalayamayan Vettel yarışı 4. olarak bitirebildi. Yine de son anlarda bize heyecan yaşattığı için teşekkürü hakediyor.

   Yarış sonrası tabloya baktığımızda sıralamada ilk üçte yer alan pilotlar podyuma çıktı, bu sefer sıralama tam tersine oldu. Alonso yarışa müthiş bir startla başladı ve Hamilton'ı geçerek liderliğe yükseldikten sonra pozisyonunu korudu. Kimi yarışın startında sıra kaybetse de 2. sıradan yer alabilirken Hamilton yarış başındaki kaybını telafi edemedi.

   4 ve 5 Vettel ve Button'ın oldu, hani sıralama turlarında başarısız olan pilotlar, evet. Stratejiyle kazanan pilotlar demek gerekiyor belki de. Bu yıl ilk yarıştan itibaren konu hep lastik saklama ve strateji üzerine kurulu oldu ve sezon boyunca da öyle olacak gibi gözüküyor ve bu da mücadelelerden ve seyir zevkinden uzak yarışlar anlamına geliyor. Ayrıca McLaren'in de yavaş yavaş kendini toparladığını söylemeden geçmemek lazım, Avrupa yarışlarında hızlı bir araç görmeyi umuyorum.

   Yarışın başlarında iyi gözüken Hulkenberg ne yazık ki 10. sırada kaldı ve 1 puanla evine dönerken, sıralamalarda bizi şaşırtan Ricco beklenildiği gibi bir düşüş yaşamadı, yarışı 7. sırada yani başladığı pozisyonda bitirdi. Grosjean 9. oldu ancak onun sürekli şikayet ettiği konu bu yarışta da devam ediyordu. Kimi'nin kullandığı ayarların işe yaramadığı söyleyen Grosjean, araçta ne yaparsa yapsın sorunun ne olduğunu anlayamadığını belirtti. Araçta bir sorun olup olmadığını anlamak için takım inceleme yapacak, eğer sorun araçta değilse Grosjean'ın sürüş stilinde olabilir. Malum bu yıl lastikleri etkileyen en önemli hususlardan biri de araç ayarları ve pilotlar bu ayarları kendi tarzlarında yapmayı seviyor, Gro'nun tarzı Pirelli'ye uymuyor olabilir mi, göreceğiz.



   Şimdi değinmediğim konuya gelelim; Mark Webber. Webber'in sıralama seansında yakıt pompası sorunuyla az yakıtla piste çıkıp yolda kalması ve son sıradan yarışa başlamasıyla başlayan ve yarışta devam eden serüveni. Mark küçük bir temas yaşadı ve aracın durumu hakkında telsizden gelen soruya "fena değil" diyerek cevap verdi. Bunun üzerine takım onu pite çağırdı. Neden? Araç kötü dememişti oysaki. Pit stop esnasında lastiğin takılamadığı anlaşılınca da Webber yavaşladı ve dikkat etmeye çalışsa da lastiği yerinden fırladı ve pistte gezinmeye başladı. O sırada Vettel'e bile çarpabilirdi o lastik. Takım böyle hataları nasıl oldu da ardarda yaptı. Komplo teorisyenleri için bulunmaz nimet öyle değil mi? Üstelik bu hafta hala devam eden tartışmalar esnasında.

   Açıkçası ben hiç bir takımın, hiç bir şekilde kendi pilotunu sabote edeceğini düşünmem, bunun mantıkla açıklacak hiç bir tarafı yok çünkü. Webber'in başına gelenler tesadüf diye düşünüyorum, takım için büyük bir şanssızlık.Yazının başında Vettel'in konuyu uzatmasının neden yanlış söylemiştim? Takım ve  hatta konunun mağduru Webber bile konuyu kapatmaya çalışırken Vettel konuyu uzattı. Üzerine gelen bu talihsiz olaylardan sonra herkesin bu olaylarda kasıt aramasından daha doğal ne olabilir ki? Bir gazeteci de sonra çıkıp Horner'a " Takım tarafından Webber'in sabote edildiği düşüncesi var, bu konuda ne düşünüyorsunuz?" dediğinde durumun ne kadar vahim olduğu da anlaşılıyor.

   RBR son haftalarda Vettel'in kontrolünü tamamen kaybetti ve Vettel her an patlamaya hazır bir bomba haline dönüştü ve patlarsa zarar vereceği tek şey kendisi ve takımı olacak, Webber bundan etkilenmeyecek bile. Webber ile durumdan en çok mağdur olan adamlardan biri de Horner. Marko'nun aksine takımı sürekli dengede tutmaya çalışan ve sorunları atlatmak için mücadele veren kişi Horner çünkü. Kriz yönetimi konusunda çok da başarılı olamadığını söyleyebiliriz ancak itiraf edelim ki bu Horner'ın suçu değil, Marko ve Vettel'in durdurulamayan tutumu. Marko'nun kariyerine baktığımızda zaten tablo az çok ortaya çıkmaya başlıyor, iyi bir sürücü ancak iyi bir yönetici değil. Pilotajdan anladığını asla inkar etmiyorum, kaldı ki Montoya ve Vettel gibi yetenekleri de keşfeden kişidir ancak konu politika ve yönetim olunca hiç bir deneyimi olmadan o koltuğa, sırf Avusturyalı olduğu için Dieter tarafından oturtulmuş bir isim. Vettel'in de akıl hocalığını yapıyor aynı zamanda ve Vettel'in de bu tür politik hatalarının temel kaynağı olarak benim gördüğüm isim Marko.

   Vettel'in geçmişine dönelim; STR yılları ve RBR'deki ilk yılları... Vettel olağanüstü ağırbaşlı ve olgun bir çocuktu, işini çok iyi yapıyordu. Peki sonra ne mi oldu, akıl hocaları tarafından dolduruşa getirildi, sen dünyanın en iyisisin denildi. Vettel'i büyüttüler ve Vettel artık takımın kaderini kendisi çizdiğini düşünür hale geldi. Webber'in değil de, kendisinin galibiyeti hakettiğini söyledi bu hafta, hatalarından ders almak bir yana onu eleştirenlerin haksız, kendisinin haklı olduğuna inanıyor gibi gözüküyor. Konuyu kapatmak yerine alevlendirirken acaba bu hafta Webber'in başına bunların geleceğini hiç aklına getirmiş miydi? Ancak olan oldu ve Vettel'in tavrını görenler, bu yarışta Webber'in başına gelenleri görünce tek bir şey düşündü, Webber'e komplo kuruldu. Vergne neden Vettel'e yol verirken Webber ile temas etti diyebilirsiniz, neden pite çağrıldı diyebilirsiniz, neden lastiği takamayan pit çalışanı araç giderken arkasından hiç tepki göstermedi diyebilirsiniz ve bunları sorarken de haklısınız. Ben aynı fikirde değilim, sadece şanssızlık olduğuna inanıyorum ancak bu şanssızlıklar neden komplo olarak değerlendiriliyor dersek, bu tamamen takımın suçudur.

   Bunlardan da önce Kimi'nin RBR'ye geçeceği gibi söylentiler çıkmıştı, ki ben inanmıyorum, Marko Kimi'nin listede yer aldığını söylerken Webber'i çoktan kendi kafasında kovmuştu ve bunları basına söylerken çok dikkatli olmak zorundasınız. Dikkatli olmazsanız ne mi olur? İki pilotunuzu piste bıraktığınızda onları yalnızlar ve kimin ne yapacağını bilmek zor. Unutmayın ki tuzakları her zaman takımlar kurar diye bir şey yok, bir gün pilotunuz da size bir tuzak kurar ve şampiyonluk uçup gider, hele ki Webber'in menejerinin Flavio gibi bir kurt olduğunu düşünürseniz.

   RBR'de suların bir an önce durulmasını diliyorum, yoksa bu sorunlar büyüyecek ve komplo teorileri üretilmeye devam edecek. Bu da sporda adaletin güvenilirliğini sarsacak, ki bunu sanırım hiç kimse istemez.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder